Sizin için "Kafa Nakli" ve "Yüz Nakli" mevzusunu masaya yatırdım.
Yıllardır herkesin dilinde! Önce yüz nakli ile başladı işler. 2005 yılında Fransa`da kısmi yüz nakli gerçekleştirildi. 2010 yılında ise İspanya`da tam yüz nakli gerçekleştirildi. Ülkemizde ise 21 Ocak 2012 tarihinde Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından, 24 Şubat 2012 tarihinde Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından, 17 Mart 2012 tarihinde Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından, 15 Mayıs 2012 tarihinde Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından, 18 Temmuz 2013 tarihinde Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından, 28 Aralık 2013 tarihinde Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından gerçekleştirilen operasyonlar ile yüz nakilleri gerçekleştirildi.
Yüz nakli için oldukça fazla tartışmalar yapıldı. İşin etik tarafı uzunca konuşuldu. Yüz nakli olan kişinin dış görünümü çok değişikliğe uğruyor, tabi tıbbi olarak gerekli görülen bir operasyonlarda bu etik sorun ortadan kalkacaktır. Senaryolar yazıldı üzerine, varsayılar ortaya atıldı, şöyle ki; bir kişi suç işledi ve yüz nakli olarak toplumda kimlik değiştirip saklanabilir. Tabi hekimlik tarafından bakarsanız bu tip bir etik dışı davranışı yapacak olan bir cerrah bulamazsınız! Bulamayacağınızdan eminim! Şu da bir gerçek ki DNA`sını değiştirmedikten sonra bir kişinin kimliğini de değiştiremezsiniz, o kişi dış görünümünü istediği kadar değiştirsin, DNA kimliği ele verecektir.
Yüz nakli işi ile kafa nakli işi aslında birbirine benziyor. Her iki durumda da kabaca tüm damar ve sinirleri birbirine bağlamanız gerekiyor. Yüzü besleyen arterlerin ve kanı drene eden venlerin, motor ve duyu sinirlerinin birbirine bağlanması gerekiyor.
Yüzü besleyen arterler;
A. submentalis - a. facialis`in dalı.
A. labialis inferior - a. facialis`in dalı.
A. labialis superior - a. facialis`in dalı.
A. nasalis lateralis - a. facialis`in dalı.
A. temporalis superficialis - a. carotis externa`nın dalı.
A. facialis transversalis - a. temporalis superficialis`in dalı.
A. supraorbitalis.
A. supratrochlearis.
Yüzün venleri;
V. facialis.
V. supratrochlearis.
V. infraorbitalis.
Yüzün sinirleri; Duyu sinirleri n. trigeminus`un dallarıdır.
N. ophthalmicus.
-n. lacrimalis.
-n. supraorbitalis.
-n. supratrochlearis.
-n. infratrochlearis.
-n. nasalis externus.
N. maxillaris
-n. infraorbitalis.
-n. zygomaticofacialis.
-n. zygomaticotemporalis.
N. mandibularis.
-n. mentalis.
-n. buccalis.
-n. auriculotemporalis.
Yüzü yerine koyduk herşeyi birbirine bağladık ile iş bitmiyor tabi post-op dönemde işlerin iyi gitmesi gerekiyor immünoloji sebeplere bağlı olarak yüzün yeni sahibine uyum sağlaması konusunu gözden kaçırmamak gerekiyor. Enfeksiyonlar işi zora sokan durumlardır, yüzdeki enfeksiyonlar ise bazen ölümcül olabiliyor. V. facialis`in sinus cavernosus`a olan bağlantısı enfeksiyonların kafa içine taşınması anlamına geliyor. Sinus cavernosus içinde ise a. carotis interna, n. oculomotorius, n. trochlearis, n. trigeminus (V1, V2) ve n. abducentis bulunmaktadır.
Motor sinir olan n. facialis ise foramen stylomastoideum`dan çıktıktan sonra glandula parotidea içine girmekte ve parotis bezini yüzeysel ve derin olarak iki parçaya ayırmaktadır. Bezden çıktıktan sonra ise 5 dal olarak yüze dağılır.
Gelelim kafa nakline
Kafa nakli ile ilgili tartışmalar hala sürüyor. Prof. Sergio Canavero geçtiğimiz yıl Çin`de kadavra üzerinde 18 saat süren kafa nakli işlemini başarı ile tamamladığını açıkladı.
Kafa nakli tartışmaları başladığında herkesin aklına Robocop geliyordu. Bunun basit bir olay olmadığı çok açık şekilde ortada, bağlamanız gereken sinir ve damar sayısı ve karmaşıklığı artıyor.
Beynimiz narindir havasız kalmaya gelmez:) Oksijensiz kaldığında ölmeye başlar. Ölmeye başladığında ise artık işler eskisi gibi olmayacaktır. Yani kafa nakli yapmanız için kafayı ilk bedenden ayırdığınızda onu beslemeniz gerekiyor, oksijen ve glukozunu eksik etmemeniz gerekiyor. Bu da karmaşık cihazların bir araya gelmesi ile oluşan bir sistem demektir.
Eskiden sinirler kendilerini asla yenilemezler denirdi. Ama artık biliyoruz ki sinir hücreleri rejenere olabiliyorlar. Evet medulla spinalis`i bağlıyoruz! Medulla spinalis`in içinde çok fazla inen ve çıkan yol vardır. Yani vücudunuzdan beyne bilgi götüren ve beyninizden vücudunuza bilgi götüren binlerce sinir lifi inip çıkmaktadır. Burada medulla spinalis`in birleştirilmesindeki başarı, medulla spinalis`in tam kesisindeki cerrahi yaklaşımlar ile yapılan tedavilerden daha ileri gidemeyecektir.
A. carotis communis`i, v. jugularis interna`yı ve v. jugularis externa`yı bağlamak gerekiyor. Bunlar büyük damarlar olduğu için bunların birleştirilmelerinde çok büyük bir zorluk bulunmuyor. Fakat m. diaphragma`yı innerve eden n. phrenicus`u bağlamak çok önemli, temel solunum kasının tam çalışması gerekmekte.
Trachea ve oesophagus`un bağlantısı yapılmalı ve osesopagus`ta kaçak olmamalı.
N. phernicus kadar önemli olan bir diğer sinir ise 10. kafa sinir olan n. vagus`tur. N. vagus, colon transversum`un sol 1/3`lük kısmına kadar olan içi organların parasempatik innervasyonundan ve buraya kadar birçok bölgenin duyusundan, aynı zamanda da bazı organların (ör: larynx) motor innervasyonundan sorumludur. Bu sinir kesinlikle bağlandıktan sonra çalışmalıdır!
Kafaya gelen sempatik sinir sistemi elemanları ganglion superius tarafından getirilmektedir. sempatik sinir sistemini de kafaya bağlanmalıdır. Bunların dışında kafanın, boynun hareketlerinin düzgün yapılabilmesi için kasların bağlantılarının da yapılması gerekmektedir. Bu kasların bağlantılarının yanı sıra omurganın yeni bedendeki omurgaya bağlanması şarttır. Bu bağlantılardan sonra kişinin normal hareketlerine kavuşması uzun fizik tedavilerden sonra gerçekleşecektir. Tabi diğer işler yolunda giderse.
Kafa naklinin yine Çin`de gerçekleşmesi bekleniyor. Prof. Canavero ve ekibi tarafından gerçekleştirilmesi beklenen bu operasyonun başarı oranını düşük olarak değerlendiriyorum. Bu tip bir transplantasyon için henüz erken diye düşünüyorum.
Kafa ve yüz ile ilgili detaylı anlatımları daha sonraki yazılarımızda okuyabileceksiniz.
Bilim ışığınız olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder